Yazan: Niyazi Gül
Tahta araba, bilyalı (bilyeli), tornet... Her yörede farklı adlar verilen, ufak farklılıklarla imal edilen ve genelde çocukların eğlenmesi için yine çoğunlukla çocuklarca yapılan araçlardır. Ahşap, plastik, metal... Kolay bulunan materyaller ve bunların maharetli ellerde birleştirilmesiyle oluşan eğlencelik arabalar. İşin en büyük eğlencesi ise bunlarla yokuş aşağı yapılan yarışlardır.
Araştırıldığında Türkiye'nin pek çok yerinde bu ve benzeri eğlenceli oyunlara rastlanılmaktadır. Daha eğlenceli olması için yokuşa ihtiyaç duyan bu oyunun Karadeniz'in dağlı, tepeli, yokuşlu coğrafyasında yaygınlık kazanması o yüzden rastlantı değildir.
1950’lerde otomobillerin Türkiye’nin şehir ve kasabalarında yaygınlaşmasıyla birlikte köylerin yokuşlu yollarında tahta arabalara daha fazla rastlanılmaya başlandı. Bu arabalar, özellikle Rize’nin pek çok köyünde kuşaklar boyu bir eğlence aracı olarak kullanıldı. Günü birlik eğlencelerin en özellerinden biri oldu.
50’li ve 60’lı yıllardan sonra pek çok yerde tahta arabalarla oynanılmasına karşın, birbirinden bağımsız olarak eğlencelere malzeme olan bu oyunu, bazı kurallar çerçevesinde, standartlara bağlayarak yarışlar organize etmek çok sonradan gerçekleşmiştir.
Türkiye'nin bazı bölgelerinde, geçmişe olan özlemle ilişkilendirilip festivallere konu edilen aracın, ciddi bir spor organizasyonu gibi kurallara bağlanıp, sistematik hale getirilip, bir program çerçevesinde yarıştırılması ilk defa Rize'nin Ardeşen İlçesi, Tunca beldesindeki bir kaç arkadaşın çabalarıyla gerçekleşti.
2009’un Eylül ayında, daha önceki benzerlerinin aksine otantikliğini koruması konusunda hassasiyet gösterilip, bütünüyle ahşaptan oluşturulan araçların, geleneksel ritüelleri organizasyonun her yanına serpiştirerek bir yarış gerçekleştirme fikri hayat buldu. Türkiye’nin her yerinde, romantik ve nostaljik hislerle hatırlanan bir olgunun üzerinde ilk defa entelektüel anlamda düşünülüp, bir proje inşa edildi. Çocukluğumuzun eğlencelik oyunu belki de ilk defa bazı standartlara kavuştu. O gün Rize ve Ardeşen denilince dile getirilmediğinde eksiklik yaratacak Formulaz Tahta Araba Yarışları doğdu.
Tahta Araba denildiğinde hatırlanan soyut kavramlar, Formulaz Organizasyonları sayesinde artık somut şekillere ve kurallara büründü. Formulaz Tahta Araba Yarışları: Fikri bir çabanın ürünü, bu çabayı gösterenlerin hususiyetini taşıyan, şekillenmiş ve dönemsel olarak ilgiyle beklenen bir organizasyondu artık. Ve çok geçmeden bölgesel, ulusal hatta uluslararası anlamda dikkati çekmiş, haberlere konu olmuş, çeşitli sponsor kuruluşlarının ilgisini üzerinde toplamıştır.
Eğlence amacıyla oynanan bir oyun, yaratıcı bir fikir olarak düşünülmüş, entelektüel bir çabayla şekillendirilen formatıyla çok yerden talep gören bir tüketim ürünü haline dönüştürülmüş, metalaştırılmıştır. Bunu sonucu olarak bu alanda, tescillenip, markalaşmayı becermiş ve bunu patentlendirerek koruma altına almıştır.
Bugün başta Rize olmak üzere çeşitli bölgelerdeki kültürel etkinliklerde Tahta Arabalarının boy gösterme süreci, tahta arabaların yörenin artık olmazsa olmazı olarak algılanmasının altında; Rize’nin Ardeşen ilçesi Tunca Beldesindeki bir avuç kişinin entelektüel anlamda ortaya koydukları bu çaba, gelenekselleşme olarak kabul edilebilecek devamlılıkları, ısrar ve inatla bu işi sahiplenmeleri yatmaktadır.
Toplumun korunmaya gereksinimi olan değerlerini, tüm otantikliği ile sahiplenip, modern anlamda dikkati çekecek organizasyonlarla her kesime ulaştırmayı amaçlayan Formulaz Tahta Araba Yarışları, bu uğurda emek gösterenlerin haklarını da gözeterek desteklenmeli, korunmalı ve yaygınlaştırılmalıdır.